Kürt Tarihi
Kürtler, ortadoğunun en eski halklarından olup Toros dağlarından Zagros dağlarına kadar uzanan coğrafyada yaşayan ve Hint-avrupa dil grubuna ait bir dil konuşan halkdır. Yaşadıkları coğrafyanın adı tarihsel olarak Kürdistandır, başka bir tanımla ise kuzey Mezopotamya da denilebilir. Tarihi kaynaklar Kürtlerin tarihini 5000 yıl geriye götürmektedir.
Etimoloji
Kürt isminin kaynağı tarihsel olarak çok eskilere dayanmaktadır. Bazı araştırmacılara göre Kürt teriminin temelinde KUR kelimesi yatmakta olup Sümer kökenlidir. Sümerce'de KUR, dağ demektir.Tieki aidiyeti ifade eder. Böylelikle KURTi kelimesi dağın halkı anlamına gelmektedir. Bu ismin geçmişi M.Ö. 3000 lere kadar dayanmaktadır. Kürdistan coğrafyası bilindiği gibi dağlık bir bölgedir. O çağlarda insanlara coğrafyalarıyla veya yaşam tarzlarıyla bağlantılı adlar verilirdi. Kürtlerinde işte bu dağlık coğrafyada binlerce yıldır yaşamasından dolayı bu adı almış oldukları ileri sürülmektedir. Sümercedeki KURTi adı, Greklerede 2200 yıl önce Kurdienne (Kürt memleketi) diye geçmiştir.
The Name Kurd And its Philological Connections adlı yazısında Driver, listesini yazıtlardan çıkardığı Kurti, Karda, Karduk, Gord, Kord, Cardakes, Cyrtii, vd gibi sonekleri farklı dillere göre değişse de hepsi ortak bir krd/krt öğesi içeren tüm bu adların aynı kökten geldikleri ve etnik olarak ilişkili oldukları sonucuna varmıştır.
Dr. Asad Khailany nin yaptığı araştırmalarda binlerce yıllık tarihi kaynaklar Kürtleri şöyle kaydetmiştir:
Dr. Asad Khailany s researches based on thousands of historical resources.
Sümerler (Sumerians) - Karda, Kurti ve Guti,
Babiller (Babylonians) - Garda ve Karda,
Asuriler (Assyrians) - Qurti ve Guti,
Grekler (Greks) - Kardukh ve Gordukh,
Ermeniler (Armenians) - Kortukh ve Gortai-kh,
Persler (Persians) - Gurd veya Kurd,
Süryaniler - (Syrians) Kardu ve Kurdaye,
ibraniler ve Keldaniler (Hebrews and Chaldeans)- Kurdaye,
Aramaik ve Nesturiler (Armamic and Nestorians)- Kadu,
Erken islamik dönemlerin Arap yazarları (Arabs) - Kurd (çoğul Akrad),
Avrupalılar ise M.S. 7. yüzyıldan itibaren (Europeans) - Kurd demişlerdir.
Milattan önceki tarihlerde Mezopotamya da tarih sahnesine çıkmış birçok kavimlerin Kürt asıllı olduğu yapılan araştırmalarda ortaya çıkmaktadır. Mesela isimleri tarihlerde anılan; Subaru, Kurti, Guti, Lulu, Kusi, Kassit, Mitanni, Med, Mannai, Urartu, Karduk, Cyrtii, Gord, Kord, Kardakes v.s. gibi kavimlerin çoğunun Kürd olması çok yüksek olasılıktır. Etimolojik olarak incelendiğinde bugünkü Kürtlerin atalarından bahsedildiği anlaşılmaktadır.
Coğrafya
Kürtler, aslen Türkiye, iran, Irak, Suriye, Ermenistan devletlerinin sınırları içinde ve tarihsel olarakda Kürdistan diye adlandırılan coğrafyada yaşayan, Aryan kökenli etnik gruba mensup kişilerdir. Kürt halkı nın kesin olarak nüfusu belli değildir; bu sayı, kaynağa göre 20 milyon ile 50 milyon arasında değişmektedir. Kürtlerin çoğunluğu Sünni Müslümandır. iran'da yaşayan Kürtlerinin çoğunluğu Sünni, diğerleri Ahli-Hak ve Şii dir. Ayrıca Alevi, Yezidi, Yahudi, Zerdüşt ve Hıristiyan Kürtlerde vardır. Avrupada ise 1.5 milyondan fazla Kürt yaşamaktadır.
Dil
Kürt dili Hint-Avrupa dil ailesi içinde yer almaktadır. Bu ailede yer alan iran dil grubu, Kürtçeyi de içermektedir. Daha açıkcası Kürtçe irani diller ailesinin kuzeybatı grubu içindedir ve Farsça dan bağımsızdır.
Kürtçe, bugün Türkiye, iran, Irak, Suriye, Ermenistan diye bilinen değişik devletlerin sınırları içinde yaşamakta olan ve tarih boyunca Kürdistan olarak bilinen coğrafyada konuşulur. Dünyada tahminen 20-25 milyon insan tarafından konuşulmaktadır. Kürtçe, Irak ve Kürdistan Özerk Bölgesinde resmi dil olarak tanınmışdır.
Filolog (Dilbilimci) Abdülmelik Fırat a göre Kürtçede 100 binin üzerinde kelime vardır.
Kürt edebiyatı, halk edebiyatı ve yazılı edebiyat olarak ikiye ayrılır. Sözlü edebiyat, yani halk edebiyatının tarihi binlerce yıl öncesine kadar dayanıyor. Yazılı edebiyat ise bin yıl öncesine kadar dayanıyor. Hemadani Baba Tahir (935-1010), Kürt edebiyatının ilk yazılı örneğini, bin 100 yıl önce iran da Arap alfabesiyle Kürtçe yazmıştır.
Kürtçe nin eski ve güçlü edebi ürünlere sahip diğer bir lehçesi de Kurmanci lehçesidir. Kurmanci lehçesiyle bu güne kadar ulaşmıştır şiirler yazan Kürt şairleri arasında ilk akla gelenler Elîyê Herîrî (1425-1495), Feqîyê Teyran (1590-1660), Melayê Cizîrî (1570-1640) ve Ehmedê Xanî (1650-1707)'dir. Ehmedê Xanî nin Mem û Zîn adlı ünlü eseri ilk kez 1730'da çevrilip yayınlanmıştır.
Tarih
Kürtlerin Anadolunun en eski halklarından biri olduğu yapılan genetik, etnografik, linguistik, etimolojik ve arkeolojik araştırmalarla gün ışına çıkmaktadır. Dünyanın her köşesinde halklar yaşadı. Ama Mezopotamya nın, Zagros'un ayrıcalığı var. Yazının keşfedildiği yer burası. Atın ilk ehlileştirildiği, ilk tekerleğin döndüğü, ilk aritmetik, tıp, ilk teleskopun yapıldığı, ilk destanın söylendiği, ilk şiirin yazıldığı, ticaret, dış ilişkiler, diplomasi, barış antlaşmaları, ilk türküler, ilk yontular, ilk tapınak, ilk mutfak, ilk şarabın keşfi ve ilk tiyatronun yaratıldığı insanlığa kucağını açmış bir yöre. işte bunların hepsinde Kürt halkının alın teri vardır. Mezopotamya bölgesini Mezopotamya yapan Dicle ve Fırat nehir isimleride Kürtlerden kaynaklanmaktadır.
1. Antik Çağda Kürtler
Medeniyetin beşiği olan Mezopotamya yöresinin antik halklarından biri olan Kürtler hakkında bir çok eski tarihçi ve coğrafyacı binlerce yıl evvel yazdıkları kitaplarda bahsetmektedir. Bu kitaplarda ve eserlerde Kürtlerin antik çağlardan bu yana yer aldığı, kurduğu birçok beylik, krallık ve devletlerden bahsedilmektedir. Özellikle Yunanlı ve Romalı tarihçiler Kürt tarihinin aydınlanmasına ışık tutmaktadır. Anadolu, Mezopotamya ve iran kaynakları Kürtlerden bahsetmektedir.
Mezopotamya ve Kürtler
Subaru Krallığı
Subarular ın yazılı tarihi hakkında ilk bilgileri Hitit tabletlerinden almaktayız. Buna göre yörenin ilk sakinleri Mitanni adında bir devler kuran Hurriler olmuştur. M.Ö. 3000 ve 4000 yıllarında bölgede Subarular ın yaşadıkları ve Fırat isminin bu halk tarafından verildiği ileri sürülmüştür. Subarular ın Hurriler le aynı kökten geldikleri ve yeryüzünde madeni ilk işleyen kavim oldukları bilinmektedir. Hatta işlenen madenlerin Mezopotamya ya da ihraç edildiği anlaşılmaktadır. Mezopotamya da gelişen kültürlerin kökenini burada aramanın daha doğru olacağı kanaatindedirler. M.Ö. 17. yüzyıl içindede Subarular Mitanni Krallığı nı kurdu.
Subaruların Kürt olduğuna dair tezler vardır. Subar ların diğer adı Suvar dır. Subaru kelimesi Kürtçedeki Şivan kelimesinin bozulmuş hali olduğu iddia edilmektedir. Kürtçede Şivan Çoban demektir. Kürtlerin önemli bir bölümü bugünde çoban hayatı sürdürmektedir. Erbil de Subaruların bir bölümünün yaşadığı yerde tarihi Kürt aşiret konfederasyonu olan Zubari konfederasyonu Subari-Subaru adını halen taşımaktadır. Irak da dışişleri bakanlığı yapmış Hoşyar Zebari adında bir Kürt bakan dahi vardır.
Guti Krallığı
Zagros dağları ve Aşağı Zap nehrinin kıyılarında yaşayan ve bu günkü Kürtlerin atalarından biri olan Gutiler veya Kutiler, M.Ö. 2700 yıllarında bağımsız bir devlet kurar, Gutiler - Kutiler Mezopotamyanın en eski halklarındandı. Gutilerin bilinen 21 tane kralı olmuştur. Guti-kuti iktidarı 2 asıra kadar sürmüştür. Guti hanedanlığı daha sonra ise Ur hanedanlığı tarafından sona erdirilmiştir.
Gutiler, Mezopotamya kuzeyindeki Akad memleketlerini M.Ö. 2649 yıllarında işgal edip tam iki asra yakın, Sümer ve Akadları idare ettiler.
Akadlar döneminde Zagrosda yaşayan Gutiler Akad kralı Naram-Sin in ölümünden sonra kral adayları arasında yaşanan kavgadan faydalanarak Akadları süpüren Gutiler, demoralize olmuş Akad ordusunu yendi. Fırat nehri kenarında bulunan Agade şehrini alarak imparatorluğuda ele geçirdiler.
Kürtler ortadoğunun en eski tarihlerinden birini oluşturmaktadır. Tarih, antropoloji, etnografi, ve linguistik gibi değişik bilim dallarında uzman olan araştırmacıların büyük çoğunluğu Gutileri Kürtlerin ataları olarak saymaktadır.
Eric Jensen kitabında: Ortadoğunun Kürtleri Kürdistanda modern tarih daha muhafaza edilmemişken Kürdistanda yaşıyorlardı diye yazmaktadır. Mezopotamya tarihi uzmanı Pennsylvania Üniversitesi Doğu bilimleri Başkanı Prof. Ephraim Avigdor Speiser göre tarihte ilk Kürt halkından bahsedilmesi M.Ö 3000 yıllarında Gutium adı altında gerçekleşmiştir. Gutiumlular (Kürdistan) Hint-Avrupa dili konuşmaktaydılar (Morris). Gutium Kürdistanın ta kendisi olması bir tarafa etimologlara göre Guti kelimesi dahi Kürt kelimesin değişime uğramış şeklidir. Prof. Howorth a göre Kurdistan adı Gutium kelimesinden türemiştir. Ve Babilonyaların kullandığı Khuradi veya Quradu kelimesini Guti adıyla bağdaştırmaktadır. Guti ülkesi modern Kürdistanın adıdır.
Sayce ye göre Kürt adı Babiloncadaki quradu kelimesinden gelmektedir ve savaşçı anlamını taşımaktadır ve bu kelime Van cıvarındaki halkın adından kaynaklanmaktadır.
Ortadoğu uzmanı eğitimci Dr. Honigman a göre Guti kelimesi Kürt kelimesiyle aynıdır. Guti, Kurti adının iranize şekliyle telaffuz edilişidir. G>K dönüşümü olmuş. Örneğin: Kardeş kelimesinin Gardaş kelimesine dönüşü gibi. Etimolojik olarak R harfinin zamanla yutulmuş olması ise etimolojide doğal bir olgudur, dolayısıyla, ortaya Guti çıkmış: Guti-Gurti-Kurti. Gutilerin yaşadığı Güney Kürdistan yöresinde halen Judikan adlı Kürt aşireti mevcuttur.
Araştırmacı Rawlinson a göre ise Gut ilkel Keldani dilinde sığır anlamına gelmektedir Başka bir iddiaya göre ise Guti kelimesi Sümer kökenlidir ve yine (Gud=öküz, sığır) bugünkü Kürtçe de yer alan öküz, sığır sahibi olan halk anlamına gelmektedir. Gutiler bugünkü Soran Kürtlerin yakın durmaktadır.
Guti Kralları:
inkişuş
Zarlagab
Şulme
Silulumeş
Inimabakeş
Igeşauş
Yarl-agab
ibate
Yarl-angab
Kurum
Apil-kin
La-erabum
irarum
ibranum
Hablum
Puzur-Suen
Yarlaganda
Tirigan
En son Guti kralının adı Tirigandır. Tir Kürtçede -Ok-, Tirigan ise -Okçu- demektir.
M.Ö. 2000, Kürtlerin Ataları: Churriter (Hurri), Guti ve Subarular
Mitanni imparatorluğu
Mitannilerin, Habur çayının (Şırnak) doğduğu yerde Vaşşuganni (Vaşukani) adlı bir kent merkezine sahip olduğu, buradan çıkan tabletlerden anlaşılmaktadır. California Üniversitesi Arkeologu Prof. Yoteshilani, Mitannili Kürtlerin Habur yakınlarında yaşamış olduğunu, imparatorluklarının adının ise Şenak olduğunu yaptığı kazılarda keşfetmiştir. Hurri dil grubu konuşulmakta, ağırlıklı olarak orta Mezopotamya da, bugünkü Urfa, Mardin ve Şırnak bölgelerinde hüküm sürüp; M.Ö 1500-1250 yılları arasında yaşamıştır. Demiri kendi tekelinde tutmuştur. At yetiştiriciliğinde meşhurdur. Asur ve Hititlerle sürekli ve şiddetli bir çatışma ortamını yaşamıştır. Mitanni kralı Sauşşatar, Assur üzerine yürür ve kenti ele geçirir. Assur prensliğinde Assurrabi ve II. Assurnirarinin bulunduğu bu zamanda Assur, Kas krallarının etkisinden kurtulur, ancak bu kez de Mitannilere tabi olmak zorunda kalır. Sauşşatar, feth ettiği Assur kentinden birçok kıymetli eşyalarla birlikte bir altın kapıyı da ganimet olarak Şırnakdaki başkenti Vaşşukanniye götürür. Sauşşatarın bu başarılı faaliyetinden sonra, Mitannilerin doğu sınırları Zağros Dağlarına kadar genişler. Kuzey Suriyedeki eski denetim alanları olan Halep ve Kadeş bölgeleri de tekrar Mitanni hâkimiyetine girer. Mitanniler, Suriye, Amuriye, Asur memleketiyle Kürdistanin Kerkük bölgesine kadar olan topraklara hüketmişlerdir. En son Asur imparatoru Salmanassar tarafından varlığına geçici olarak son verilmiştir.
Mitannilerin başkentinin adı Vaşukanidir. Bu ismin araştırmacılar tarafından Kürtçeden kaynaklandığı ileri sürülmektedir. Kürtçede başikani veya hoşkani güzel pınar demektir. V-B-H harfleri etimolojik olarak en kolay dönüşümü olan harflerdir. Zamanla fonetik değişime uğramış olması yüksek olasılıktır.
mitannilerin Aryan (Arı) kökenli, (özelliklede Mitani kralları) oldukları biliniyor. Büyük olasılıkla Mitanniler Kürdlerin atalarıdır.
Tarihçi Speiser göre Mitaniler Arı ırkına mensup ve Kürtlerin ecdatlarından, Zagros topluluğunun bir bölümünü teşkil eden Subaruların bir koludur.
Mitannilerin yaşadığı aynı coğrafik bölgelerde yaşayan Kürt aşiretleri halen Mitanni adını Mattini, Motikan-Moti gibi şekillerde yaşatmaktadır.
Mitani kralları:
Kirta (M.Ö. 1500 - 1490)
Şuttarna I (M.Ö. 1490 - 1470)
Baratarna (M.Ö. 1470 - 1450)
Parşatatar (M.Ö. 1450 - 1440)
Sauşşattar (M.Ö. 1440 - 1410)
Artatama I (M.Ö. 1410 - 1400)
Şuttarna II (M.Ö. 1400 - 1385)
Artaşumara (M.Ö. 1385 - 1380)
Tuşratta (M.Ö. 1380 - 1350)
Şuttarna III (M.Ö. 1350)
Mattivaza (M.Ö. 1350 - 1320)
Sattuara I (M.Ö. 1320 - 1300)
Vasaşatta (M.Ö. 1300 - 1280)
Şattuara II (M.Ö. 1280 - 1270)
Birçok Mitanni Krallarının adlarında Şat kelimesi bulunmaktadır. Şatır eski Kürtçede site yada şehir yöneticisi anlamına gelmektedir. Şehir anlamına gelen Şat sözcüğünden türetilmiştir. Şat sözcüğünün iranî dillerde Şar , Şahar , Şehr gibi versiyonları da vardır. Şat şeklinde söyleneni en eskisidir. Şah (Kral) sıfatı dahi bu Şat kelimesinden türetilmiştir. Dolayısıyla Mitanni Krallarının adlarında Şat kelimesinin bulunması kralllıklarıyla ve şehir yöneticilikleriyle ilgilidir.
Arta sözcüğü ise hem Kürtçe hem de eski iranî dillerde soylu, doğru, adil, hak, yasa anlamlarına gelmektedir.Li Rojhilate Dile Min, 07.10.2007 19:08 ~ 09.10.2007 11:35)
(bi dakka...
#2440241
:) oy ver
w
paylaş
şikayet et
Komagene Krallığı
Kommagene (Komajen) krallığı M.Ö. 162 M.S. 72 yılları arasında Anadoluda bugünkü Adıyaman ili cıvarlarında büyük Zilan aşiretine mensup Kürtler tarafından kurulmuştur. Nemrud Dağı Kürt krallığının en önemli merkezi, başkenti, idi. Kral Nemrud Kürd olup adıda Kürtçedir. Nemrud kelimesi Kürtçedeki Nemir veya Nemird kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir ve ÖLÜMSÜZ demektir. Komagenes, Helen kökenli bir adlandırmadır. Nemrut Dağına, öteki adıyla Kürt Dağı diyorlar. Kom sözcüğü Kürtçede topluluk anlamına geliyor. Gene ise soy, kabile, aşiret anlamına gelmektedir. Komagene yan yana geldiğinde herkesin evi anlamını ortaya çıkarıyor veya göçebe aşiretler diyarı anlamına gelmektedir. Kürtlüğün tüm kriterlerini üzerinde taşıyan yuvarlak tepe, örnek inşa planları ve karmaşık renkli duvarlarıyla dizayn edilmişti. Kürtlerin tüm tarih, gelenek, görenek ve kültür mirasları Kürtçenin derinliklerinde gizlidir. Kürtlerin ataları olan Kommageneler döneminde bölgede barış ve huzur hüküm sürmüştür. Yazılı belgelerde M.Ö. 850 yılında görülen krallığın ismi o dönemlerde Kummu veya Kummuhu olarak geçer. Yüzyıllardır ışık Anadoluya Tanrılar dağı Nemruddan doğar ve tüm dünya uygarlığa uyanır.
Kommagen Kralı bir keresinde Asurlulara başkaldırır. Asur kralı Sargon Kommagenleri yener ve yenilen asi kralı; Tanrılardan korkusu olmayan tanrısız bir adam bu. Sadece kötü planlar yapan bir hilekar, diyerek suçlar. Kral Sargon un nitelemesi fazlasıyla öznel görünebilir. Ancak Sargon sözlerine söyle devam eder: karısını, oğullarını ve kızlarını, malını ve hazinelerini aldım ve son olarak halkını aldım ve onları Mezopotamya nın güneyine (bugün Irak) sürdüm. Anlaşılan, yerleşik halkları yurtlarından topraklarından sürmek o zamanlarda da uygulanan bir yöntemdi.
Yunanlı tarihçi ve coğrafyacı Strabo, M.S. 7-18 yılları arasında yazdığı Coğrafya (Geographika) adlı ünlü eserinde Komagene den bahseder. Komagene nin küçük bir ülke olduğunu, Samosata (Samsat) adındaki, doğayla kaplanmış başkentte kraliyet ailesinin ikamet ettiğini, ama şimdi Roma eyaleti olduğunu anlatmış. Şehrin fazlasıyla bereketli topraklarla kaplı ve Fırat nehrinin kenarında olduğunu yazmış.
Kommagene Valileri, M.Ö. 290-163
Sames I (M.Ö. 290-260)
Arsames I (M.Ö. 260-228)
Xerxes (M.Ö. 228-201)
ptolemaeus (M.Ö. 201-163)
Komagene Kralları, M.Ö. 163-M.S. 72
Ptolemaeus (M.Ö. 163-130)
Sames II Theosebes Dikaios (M.Ö. 130-109)
Mithridates I Callinicos (M.Ö. 109-86)
Antiochus I Theos Dikaios Epiphanes Philorhomaios Philhellen (M.Ö. 86-38)
Mithridates II Philhellen (M.Ö. 38-20)
Antiochus II (M.Ö. 29)
Mithridates III (M.Ö. 20 -12)
Antiochus III (M.Ö. 12 - M.S 17)
Roma imparatorluğuna geçti (M.S. 17-38)
Antiochus IV Epiphanes (M.S. 38-72)
Komagenenin Tarihi Eserleri
Adıyaman şehrinde bulunan Nemrud 2150 metre yüksekliğinde ve bütün bölgeye hükmedercesine durmaktadır. Toros sıradağlarına aittir. Gündoğumu ve günbatımının tüm ihtişamıyla izlenebildiği bu tepede, Kommagene (Komajen) Kralı 1. Antiochos kendisi için görkemli bir anıt mezar, mezar odasının üzerine kırma taşlardan oluşan kutsal alanlar inşa ettirmiştir. Kral 1.Antiokhos un (Tanrılar Dağı) Nemrud dağına yaptırdığı görkemli kutsal alan, kendi heykeli ve herbiri 9 m yüksekliğindedir.
Doğu ve batı teraslarda; sıra halinde dizilmiş blok halinde 8 yontma taşın üst üste oturtulmasıyla oluşturulan 8-10 metre yüksekliğinde muhteşem heykeller, kabartmalar ve yazıtlar bulunmaktadır. Heykeller, bir aslan ve bir kartal heykeliyle başlar ve aynı düzende son bulur. Hayvanların kralı olan aslan yeryüzündeki gücü, tanrıların habercisi olan kartal ise göksel gücü sembolize eder.
Korduene Krallığı
Ünlü Atinalı filozof ve tarihçi Ksenefon(M.Ö.430-355), Anabasis (sefer) adlı eserinde Kardukhi dediği Kürdler tarafından Korduene Krallığı adında kurulmuş bir krallık vardı. Bu krallık Hakkari ve Diyarbakır arasında kurulmuştu. Korduene krallığı Kürt kralları ve prensleri tarafından yönetiliyordu. Ksenefonun dediğine göre bağımsız yaşayan bir halkdı ve Akamenid kralına bağlı değildiler. M.Ö. 1. yüzyılda ise Ermeni olduğu ileri sürülen Kral II Tigranes tarafından Korduene (Kürdistan) feth edilmiştir. Kral Tigranes, Korduene kralı Zarbienus u da suikast düzenleterek öldürtmüştür.
Yunanlı tarihçi Plutarch M.S. 1. yüzyılda, Kürdistan kralı Zarbienus un Ermenistan kralı Tigranes in baskısına karşı ittifak için Roma konsolosu Appius Claudius yoluyla Roma generali Lucullusla gizlice irtibata geçtiğini aktarmış. Fakat bu durumdan haberdar olan Tigranes, Kürt Kral Zarbienusu, karısını ve çocuklarını Romalılar Ermenistana girmeden önce suikast düzenleterek öldürtmüş.
M.Ö. 74 de Roma generalliği ve konsolosluğu yapan Lucullus düşüncesiz olmadığı için Kürdistana girdiğinde Zarbienus onuruna cenaze törenleri düzenletmiş. Zarbienus için düzenlenen töreninde kralın cenazesi altın, kraliyet elbiseleri ve Tigranes den alınan kalıntılarla süslenmiş. Lucullus kendi elleriyle süslenmiş cenazeyi kralın akrabalarıda yanındayken ateşe vermiş. Arkadaşlarına katılarak Zarbienus un adına içerek; Zarbienusu arkadaş; ve Romalıların iyi bir müttefiki olarak anlatır. Lucullus, Kürt Kral Zarbienus anısına da masraflı büyük bir anıt yapılmasını emreder. Kürt Kral Zarbienus un sarayında çok fazla altın, gümüş ve üç milyon ölçek mısırdan oluşan büyük hazine bulunmuş. Böylece Romalı askerlere bolca mısır temin edilmişti. Lucullus kamu hazinesinden tek kuruş almadığı için de takdir edilmişti. Böylece savaşın masrafı kendiliğden de karşılanmıştı. (Plutarch/Hayatlar/Lucullus, Bölüm 36)
ingilizce metni - Chapter 36: Zarbienus, the king of the Gordyeni, as has been said, secretly stipulated with Lucullus, through Appius, for an alliance, being oppressed by the tyranny of Tigranes. He was informed against, however, and put to death, and his wife and children perished with him, before the Romans entered Armenia. Lucullus was not unmindful of all this, but on entering the country of the Gordyeni, appointed funeral rites in honour of Zarbienus, and after adorning a pyre with royal raiment and gold and with the spoils taken from Tigranes, set fire to it with his own hand, and joined the friends and kindred of the man in pouring libations upon it, calling him a comrade of his and an ally of the Romans. He also ordered that a monument be erected to his memory at great cost; for many treasures were found in the palace of Zarbienus, including gold and silver, and three million bushels of grain were stored up there, so that the soldiers were plentifully supplied, and Lucullus was admired for not taking a single drachma from the public treasury, but making the war pay for itself.
M.Ö. 200 yıllarında Anadolu ve Kürt Krallıkları:
Sophene, Gordyene, Mardia, Cortea, Komagene
Ermenistan kralı Tigranes yeni kurduğu Tigranocerta (Diyarbakır, Silvan) adındaki şehre Adiabene, Asur, Gordyeni ve Kapadokyalıları yerleştirmiş. Bu şehirde Grekler ve Kilikyadan getirilip yerleştirilmişlerde varmış. Tigranes bu insanların yerleşim yerlerini darmadağan ederek sakinlerini zorla Tigranocertada yaşamaya mecbur etmiş.
ingilizce metni - Chapter 36: Thus successful in his campaign, Lucullus struck camp and proceeded to Tigranocerta, which city he invested and began to besiege. There were in the city many Greeks who had been transplanted, like others, from Cilicia, and many Barbarians who had suffered the same fate as the Greeks Adiabeni, Assyrians, Gordyeni and Cappadocians, whose native cities Tigranes had demolished, and brought their inhabitants to dwell there under compulsion.
Modern Ermeni tarihçilerinden Nicholas Adontz (Armenia In The Period Of Justinian, 1970) ve Cyril Toumanoff (Studies In Christian Caucasian History, 1963) un görüşlerini de kısaca not etmek gerek. Toumanoff, lokal Kardukhi hanedanlıklarından, bir Gordyene Krallığından ve Korduene prenslerinden, 298 yılından sonra onbeş kalesi bulunan Korduene prensliğinde devletinde Roma kontrolünden sözeder (a.g.e., s. 181-182).
Adontz, Tigranes ın ordusundaki etnik gruplar arasında Gordyen leri de sayar (s. 318), modern Kürtler in atalarının Kurti ler olduğunu söyler. Kürtler Kral Tigranesin ordusunda yer alıp birçok yerleşim yerini o dönemlerde hakimiyeti altına almıştır. Bunlar Mezopotamya, Azerbaycan, Suriye, Kapadokyadır. Kürtlerin orduda yer alması sayesinde Ermenistan Kralı imparatorluğunu genişletebilmiştir. Kral Tigranesin Kürt olduğuna dair iddialarda vardır. Daha sonra ise Korduene Krallığı M.Ö. 55 yılında Roma imparatorluğunun bir eyaleti oldu ve 384 yılına kadar 4. asır Roma hakimiyetinde kaldı.Li Rojhilate Dile Min, 07.10.2007 19:08)
(bi dakka...
#2440244
:) oy ver
w
paylaş
şikayet et
Korduene Kralları:
Zarbienus (M.Ö. 74)
Maniasurus (M.S. 115)
M.Ö. 63 Kürdistan - Sophene ve Corduene Kürt Krallıkları
Sophene Krallığı
Sophene Krallığı Dicle ve Fırat nehirlerinin arasından kurulmuş bir krallıktır. Ermenistan krallığının güneybatısında olan Sophene Krallığı bir çok kere Ermenilerin, Perslerin ve Romalıların hakimiyetine girmiştir.
Roma imparatoru Diocletian tarafından feth edilen Sophene Krallığı, Zaza Kürtlerinin coğrafık yerleşim yeriyle kesişmektedir. Bu Sophene Krallığının Zaza Kürtleri tarafından kurulmuş olduğu tarihçiler tarafından söylenmektedir.
Sophene (Şupan, Supani) krallığı, M.Ö. 95 te Büyük Ermenistan (Doğu Ermenistan) kralı olan II. Tigran tarafından devrildi. M.Ö. 95 yılında tahta çıkan ve Büyük ünvanı taşıyan Tigran ın ilk işi küçük Sophene krallığını fethetmek oldu. O tarihe dek bağımsız olan Sophene de ilhak edildi ve Ermenistana bağlandı. Ermenice de Tsophk adıyla bilinen Sophene Krallığı bugünkü Elazığ-Dersim bölgesine tekabül ediyordu. O dönemde Sophene kralı olan Artanesi tahttan indirdi. Artanes, Zariadres in soyundandı. (Plutarch, Lucullus, Bölüm XXI), (Strabo XI. 532)
Zariadres I Sophene Kralıydı. M.Ö 201 yılında Büyük Antiochus büyük Ermenistan ve Sopheneyi Ermeni olduğu iddia edilen generaller Artaxias ve Zariadresle beraber feth eder. Antiochus, Zariadresi Sophene valise olarak atar. Antiochus un Romalılara karşı M.Ö 201 yılında yenildigi Magnesia (Manisa) savaşında, Artaxias ve Zariadres ayaklanır. Roma fethiyle Artaxias büyük Ermenistanı, Zariadres de Sophene Krallığını bağımsız olarak yönetmeye başlarlar. Kral Zariadres in yaptıklarına bakıldığında Zaza Kürdü olduğu izlenimi vermektedir. Zariadres (Zareh) kelimeside Kürtçeden kaynaklanabilir. Zar kelimeside Kürtçe ve Zazaca da Sarı demektir.
Bazı kaynaklara göre Urartu kralı Menua nin bölgedeki fetihlerini anlatan Bagin deki yazıtta Dersim ve Elazığ yörelerine Supani denmektedir. Bu adın sonraları Sofene (Sophene) şekli altında yaşadıgını görmekteyiz.
Zaza Kürtlerinden Pers Kralı Darius da bahsetmektedir.
Pers imparatorluğunun hükümdarlığını yapan Pers Kralı I.Darius (Dara) un (M.Ö. 522-486) yaşamış olup Ortadoğunun birçok ülkesini egemenliği altına almıştır. Darius, M.Ö 515 yıllarında Behistun yazıtları olarak ün kazanmış çivi yazısını hazırlatmıştır. Darius, yerden 100 metre yükseklikteki kayalıklara yazdığı Behistun kitabesinde Pers tarihinden bahsetmektedir. Behistun kitabesi üç dilde ayrı olarak yazılmıştır: Eski Farsça, Elamice ve Babilce.
Birinci sütunda Darius M.Ö 515 yıllarında Fırat nehrinin kenarında Zazana adında bir kasaba olduğunu yazmış. Bu kitabede, Dersim (Tunceli) ve Elazığ havalisi Zazana adı ile anılmaktadır.
Sütununun ingilizce metni:
[1.19] Says Darius the king: Afterwards I went to Babylon; when I had not reached Babylon - there (is) a town Zazana by name along the Euphrates.
Urartu Kralı I.Argistis(M.Ö. 780-755), Zaza Kürtlerinden bahseder. Bazı yazılarında (kitabelerinde) ise, Zazaları Zavaidi diye göstermiştir.Bu kralın Saski hanedanı ile Zuaen lere olan düşmanlığı ve aralarındaki mücadeleler de anılmaya değer.
yunanlı Ksenofonda bu bölgede (M.Ö. 401 yılında), SuSa adında bir şehirden bahsedilmektedir. Ki bu şehir, Zazalar tarafından kurulduğu izlenimini veren Sophene krallığının merkezi olarak kabul edilmektedir.
Ünlü Yunanlı tarihçi, felsefeci ve coğrafyacıStrabon(Strabo) M.Ö. 65-M.S 25 yılları arasında yaşamıştır. Strabo nun yazdığına göre, Roma imparatoru Pompey, Sophene yi
Tigran dan aldı ve Nero (M.S. 54-68) onu ayrı bir krallık olarak Sohaemus a verdi. Sophene, daha sonra ise ayrı bir krallık olarak tarihi kaynaklarda gösterilmeye başlanmıştır.
Tarihçi büyük Pliny, M.S. 2. yüzyılda Anadolu ve Mezopotamya cıvarlarındaki ülkeler ve eyaletlerden bahsederken birçok kere Sophene adını kullanmaktadır (Pliny, Adiabene, 6.16, 6.10).
Tarihçi Prof. Dr. Mehrdad izadi, Sophene yi (Şupani) Elazığ ın büyük Subhan aşiretinden saymaktadır. Bu aşiret halen mevcuttur.
Ünlü Suriyeli Arap tarihçi, etnografist ve coğrafyacı Yakut ibn Hamavi 1179-1229 yılları arasında yaşamıştır. Hamavi nin Mücem ül-Buldan adlı eseri coğrafya sözlüğü olup, tarihsel, biyografik ve kültürel bilgiler içermektedir.
Yakut El Hamavi 12. yüzyılda Sophene nin başkenti Arsamosata kentinin %25 inin Ermeniler tarafından meskun tutulmuş olduğunu yazmış. Buradan yola çıkarak geriye kalan %70-75 ininde Zaza Kürtleri tarafından mesken tutulmuş olduğu anlaşılmaktadır. Bunun yanısıra Ermeni krallarının Ermeni asimilasyonuda hesaba katıldığında; ilk kurulduğu yıllarda Kürt kenti olduğu da söylenebilir.
Sophene nin Başkenti
Sophene Kralı Arsames (260-228): Fırat ın ana kollarından Aratsani Nehri havzasında kendi adını verdiği Arsamosata (Arşamaşat) kentinin kurucusudur. Batı kaynaklarında Sophene Krallığı olarak anılan devletin kendi sakinlerinin dilindeki adı Şupani dir. Batılı kaynaklarda ismi Arsamosata (Arşamaşat) olarak geçen Sophenenin başkenti Bizans çağında Asmosata olarak anılmıştır. Aynı isim Ermenice de Aşmuşat'a dönüşmüş, Süryaniler kente Arşemşat, Araplar ise Sumaysat yada Sumeisgat demişlerdir.
Sophenenin başkent adının Kürtçe olduğuna dair görüşler:
Kürd dilindeki adı Şemşat tır. Şatır eski dilde site yada şehir yöneticisi anlamına gelmektedir. Şehir anlamına gelen Şat sözcüğünden türetilmiştir. Şat sözcüğünün iranî dillerde Şar, Şahar, Şehr gibi versiyonları da vardır. Şat şeklinde söyleneni en eskisidir. Şah sıfatı dahi bu Şat kelimesinden türetilmiştir. Şemşat adının Kürd dilinde Şem (Güneş) ve Şat (Şehir) den hareketle Güneş-Şehir, Baş-şehir anlamına geldiği Kürt dilbilimcileri tarafından söylenmektedir.
Şemşat, Elazığ ın Palu sınırları içerisinde, Murat ırmağının Güney kıyısındadır. Palu merkez bucağa bağlı Xaraba Köyü'nün Şupani krallığının tarihi başkenti olduğunu aynı yerdeki Şemşat Kalesinin varlığından biliyoruz. Günümüzde ismi Örencik olarak değiştirilmiştir.
Yunanlı coğrafyacı Strabo Sophene nin başkentini Karkathiokerta (Carcathiocerta) olarak göstermektedir. Bu şehirin Elazığ (Harput) şehrine yakın olduğu anlaşılmaktadır (XI.14.2). Carcathiocerta şehrinin adı da Harput adıyla benzerlik taşımaktadır.
20. yüzyılın büyük uzmanlarından biri olan Marquart a göre Carcathiocerta kenti aslında Argatiokerta kenti olarak düzeltilmesi gerekir. Argatiokerta kentini Sophene kralı Zariadres in oğlu Argatias kurmuştur. Marquart e göre bu kentin kalıntıları Dicle nehrinin kaynağı Eğil veya Arghana Suyu yakınlarındadır.
Sophene Kralları:
Sames (Kurucu-M.Ö. 290-260),
Arsames I (M.Ö. 240),
Charaspes (M.Ö. 235),
Arsames II (M.Ö. 230),
Xerxes (Kserks) (M.Ö. 220),
Abdissares (M.Ö. 210),
Zariadres (Bağımsız M.Ö. 190),
Morphilig (M.Ö. 190),
Mithrobuzanes (M.Ö. 170),
Artanes (M.Ö. 110),
Arsaces (M.Ö. 70),
Roma imparatorluğuna bağlandı (M.Ö. 63)
Strabo daki Artanes, C. Toumanoff a göre, Sophene kralı Zariadris (Zareh) in oğlu Mithrobuzanes I olup, doğru adı Me(h)ruzan dır. M.Ö. 95 yılında Büyük Tigranes II (95-55) tarafından devrilmiştir. Ona göre Armog adının daha doğru şekli de Artok (Artanes) tur. Zariadres (Zareh) ise bağımsız Sophenenin krallığını yapmıştır ve mühtemelen Zaza Kürdlerindendir. Mehruzan ile Zareh adları Kürtçedeki Mihrican, Mîrzeban, Zara ve Zarê adlarıyla etimolojik olarak çok yakınlık göstermektedir.
Adiabene Krallığı
Adiabene krallığı, Mezopotamyada museviliğe M.Ö. 1. yüzyılda ihtida etmiş Kürtler tarafından Erbil merkezli olarak 2000 yıl önce kuruldu. Bu krallığın vatandaşlarının çoğunluğunun Kürt olduğu görünmektedir. Kraliyet evinde, Kürt Kral Monobazes, kraliçe Helena, vârisi ve oğlu izates in (Yazata kelimesinden türemiş ve Kürtçede Melek demektir) adları halen ilk din değiştirenler olarak muhafaza edimiştir.
Romalıların, israil kentleri Judea and Samaria ya zaptı sırasında (68-67), oraya asker yollayan sadece Kürt Adiabeneydi.
Galilee şehrinin kuşatılması sırasında buraya yardım için birlikler yollayan Adiabene Krallığı
eğer Musevi olmasaydı bu hareketin izah edilebilir bir gerekçesi olamazdı.
ünlü Yunanlı tarihçi, felsefeci ve coğrafyacı Strabon (Latince: Strabo) M.S. 1 yüzyılda Geographika adlı eserinde Adiabene Krallığından bahseder. Strabo, Adiabene nin çoğunlukla düzlükler ve ovalardan oluştuğunu, halen Babilonya nın parçası olduğunu; ama Adiabenin kendi hükümdarları olduğunu yazmıştır.
Tarihçi Pliny, M.S. 1. yüzyılda Naturalis Historia (Natural History) adlı kitabında Adiabene den bahseder ve şöyle der: Eskiden Carduchi halkı (Kardukhi) olarak bilinen şimdi ise Cordueni, Adiabene yle birleşir ve önlerinden Dicle nehri akar (Kitap VI. 17{14}). Pliny, Adiabene adlı bölümde Adiabene nin başkenti Erbil i Pers Kralı Darius un ordusunun Büyük iskender tarafından yenilgiye uğratıldığı şehir olarak tanımlar.
Yunanlı tarihçi Plutarch M.S. 2. yüzyılda Lucullus adlı eserinde Adiabene kralından bahseder ve Tigranes le Romalılara karşı ittifak oluşturduklarını anlatır.
Ünlü Hardvard Üniversitesinin tarih profesörü Dr Mehrdad Izadi, Adiabene adının antik Kürt Hadebani (Hadhabâni) aşiretinden kaynaklandığı söylemektedir. Bu aşiret halen sentral Kürdistan olarak tanımlanan bölgede mevcuttur. Bu aşiret sürgüne maruz kaldığı için Horasan şehrindede mevcuttur.
Adiabene Hükümdarları:
izates I (M.S. 15),
Bazeus Monobazus I (M.S. 20?-30?),
Heleni (M.S. 30-58),
izates II bar Monobazus (M.S. 34-58),
Vologases (izates II karşıtı Partiyalı isyancı - M.S. 50),
Monobazus II bar Izates (58-75),
Meharaspes (M.S.?-116),
Roma imparatorluğuna geçti (M.S. 116-117),
Narsai (M.S. 170-200),
Bilinmiyor (M.S. 200-310),
Aphraates (M.S. 310),
Sasani imparatorluğuna geçti (M.S. 226-649),
M.S. 100 yılları ve Kürt Krallıkları: Komagene, Korduene, Sophene ve AdiabeneLi Rojhilate Dile Min, 07.10.2007 19:09 ~ 19:19)
(bi dakka...
#2440247
:) oy ver
w
paylaş
şikayet et
Dicle ve Fırat
Fırat ve Dicle Sularının arasındaki verimli yere tarihten günümüze Mezopotamya (nehirler arası, Dicle ve Fırat arası) denilir. Yunanca kaynaklı bir isimdir. Mezopotamya da ilk tapınak, ilk yazı, ilk aritmetik, tıp, ticaret, dış ilişkiler, diplomasi, barış antlaşması, ilk türkü, ilk yontu, ilk mutfak, ilk tiyatro, ilk astroloji gibi ilklere sahne olmuş bir yöredir.
Dicle ve Fırat nehirlerinin Kürtçe olduğuna dair etimolojik tezler:
Dicle isminin etimolojisi:
Kürtçede Tij kelimesi sivri ve keskin demektir. Tir kelimesi ise ok demektir. Dicle nehride keskin ve sivri bir nehir ve ok gibi giderek vurduğunu devirir. Tij-Dij-Dijle-Dicle kelimelerinden türemiş. T>D dönüşümü olmuş.
Dünyada Diclenin bilinen adı Tigrisdir. Dünya dillerinede Yunancadan geçmiştir. Yunancada kelimelerin sonuna gelen is eki gelir ve Tigrisden çıkarılınca geriye kök kelime Tigr kalıyor.
Yunanca da J harfi yoktur. Kürtçe deki J, Yunanca ya G olarak geçer.
Tij-Tir-Tig-Tigr-Tigris
Tij-Dij-Dijle-Dicle
Her ikiside Kürtçedeki Tij - Tir kelimelerinden türemiştir. Dicle ismi binlerce yıllık Kürtçe bir isimdir, belkide on bin yıllık.
Kürtçe iki isim: Dicle ve Fırat
Fırat isminin etimolojisi
Batı dillerinde Fırat nehri, Euphrates olarak geçer. Euphrates adı Yunanca'dan gelen bir sözcük olup, asıl kaynak Kürtçedeki Fere Re ve Hat kelimeleridir.
Kürtçede: Fere Geniş, - Re Akan su,- Hat Akan gelen
Fere Re Hat = geniş akan su. iki tane Re olduğu için teki kullanılmıyor. Ferehat Geniş akan su demektir. Yunancada –s eki kelimelerin sonu gelir bunu çıkarınca Euphrate kalır.
Ferehat = Euphrate = Fırat
Fırat nehride geniş akan bir nehirdir. Bu nehire neden Kürtler tarafından Fırat adının verildiği nehrin bu özelliği çok iyi göstermektedir. Fırat ismi Hint-Avrupa kökenli Proto-Kürtçe bir isimdir. Medeniyetin ilk kurulduğu Mezopotamyadaki Dicle ve Fırat nehirlerinin adlarını Kürtler vermiş olması yüksek olasılık olarak görülmektedir.
Anadolu-Mezopotamya Kaynakları
Bir Sümer tabletinde Kurtie adı altında yer alan halkın veya Kardakalar ın eski tabletlerde adı geçen Proto-Kürt kavimler olduklarına bilim adamlarının inançları var. G.R. Driver göre bu yöre Van gölünün güneyidir. Fakat bunlar Kürt boylarının sadece bazılarını teşkil eder.
Lagaş kralı M.Ö. 2400 yıllarında Karda kabilesinden söz eder ve M.Ö. 2200 yıllarında Ur padişahı Kmil Sin (Kemil Sin), Kurde toprağını prens Verdenner e bırakmıştır. 1370 te Hitit Padişahı Subilkubme, Gurde adında bir topluluğun adını anar. Daha sonraları Asur Kitabelerinde Karadaka Yaylasından ve kurtie, kurti topluluğundan söz edilir. (Kürtler ve Kürtlerin Tarihi, sayfa 15)
Asurlulardan kalan bir tablette bugün Kurti veya Qurtie diye okunan bir kavim adına rastlanmıştır. G.R. Driver bu bölgenin Bitlis yöresini kapsayan güneydoğu Anadolu olabileceğini düşünmüştür. Asur tabletleri Kurtiler için -Dağların Cini yani Efendisi- diye yazıyor.
Tarihçi Speiser, Mesopatamian Origins adlı eserinde Kürtleri Gutiler le ilişkilendirir.
Bu tezine kanıt olarak Asur kralı Tukulti-Ninurta (Enurta) I (1244-1208 M.Ö in kayıtlarından başlayarak Quti (Guti lerle bağlantılı olarak sık sık Qurti/Kurti adıyla karşılaşıldığını, Quti ve Qurti denenlerin Uqumani (Kummuhi) adlı aşiretlerin komşuları olarak sık sık birlikte anıldıklarını ve yazıtlardaki bu referanslarda Quti (Guti) denenler ile Qurtiler i birbirinden ayırmanın pratik olarak imkansızlığını öne sürüyor.
Asur kralı Tiglath-pileser in (M.Ö. 1114-1076) zafer silindiri Kürt adının geçtiği en eski kayıtlardandır. Kurti veya Qurtie adındaki yerin kral tarafından feth edildiğini ve bu bölgenin Van gölünün cıvarları olduğu anlatılmaktadır. Kurti adı verilen yerin adının günümüzdeki adı ise şaşırtıcı bir şekilde halen aynıdır. Fakat son 60 yılda değiştirilmiştir.
Asur kralı Tiglath-Pileser II (M.Ö. 745-727) Kur-ti-e diye adlandırılan bir kabileyle savaş yapdığı görülmektedir.
Salmaneser 1 in yazıtında Kirkhular, Kurkhiler gibi adlar, Tiglat-Pileser 1 in bir yazıtında onun zapettiği yerler arasında Mekhri (Mikhri) ve Bisri bölge adları, Tukulti-Ninib 1 in fetihleri arasında Kurti (Kur-ti-i), Tiglat-Pileser 2 nin yazıtlarında Quru halkı gibi adlar geçer. Şerefname Kürdistan da Mekri adında bir vilayet ve Şehrizor da bu adda bir aşiret sayar. (Seyfi Cengiz, Kürtlerin orijini)